hobikciyiz.biz

İSTEMEYİ BİL kitabında Sonsuzun tavsiye ettiği kitapları satın aldım ve büyük heyecanla okumaya başladım ... İlk önce MARTI Jonathan Livingston , Richard BACH , Epsilon .Çok kez okudum bu kitabı ama bir kez daha okumuş oldum.Bir çırpıda bitti . İkinci olarak  SİDDHARTHA ,Hermann HESSE , Can Yayınları. Bir çırpıda bitirdim bu kitabıda , çok hoş bir anlatım ,zaten 1946 NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ almış.İnanç ve dinler açısından hoş bir roman okunmasını tavsiye ederim. Veee üçüncü DİNGİN SAVAŞÇI ,Dan Millman ,...Ötesi .İnanılmaz güzeldi.Adeta elimden bırakamadan okudum.Süperr süperr.Yıllar önce bilmeden satın almışım bu kitabı.Kütüphanemde duruyormuş , yeni aldıklarım gelince paketi açar açmaz hatırladım kitabı.Demekki doğru zaman bu zamanmış.İştee bu dedim kendi kendime yıllardır beni sınırlayanın zihin olduğunun farkındayım ama onunla nasıl başedeceğimi bilemiyorum .Bu kitap beni aldı sürükledi götürdü.Yalnız olmadığımı , doğru düşündüğümü farketmek hoşuma gitti.Kesinlikle OKUNMALI derim

Enfes nefis bir kitap okudum !!!!! Herkes okumalı !!!!! Daha doğrusu spiritüel konularal ilgilenen herkes okumalı derim. İSTEMEYİ BİL Hasan "Sonsuz " Çeliktaş İnce ama dopdolu tarafsız sıkmayan akıcı eğitici aydınlatıcı bence MÜKEMMELLLL Bu kitabı okurken kendimden bir kez daha emin oldum.Kattettiğim yolun doğru olduğunu birkez daha anladım. Spiritüel denilen bu yola 1999 yılında girdim , daha öncede yazdığım gibi YAŞAM BU KADAR ZOR OLMAMALI, YAZAR BANA BUNU YAZARKEN NE DEMEK İSTEDİ ACABA ??? sorgulamalarını yaparken kendimi bu yolda buldum.O kadar derin ve uzun bir yolculuk ki , o kadar çok enteresan tesadüfler veya kılavuzlar karşıma çıktı ki MUCİZELER SERİSİ gibi.Tamamen iç sesim ve bu arayşımdaki samimi isteğimden dolayı bana hep yardımcı olan kişiler , kurumlar, kitaplar , eğitimler karşıma kendi kendine geldi.Ve bu kitapta bahsi geçen her konu ile hep belli bir süre yoğun olarak ilgilenmişim ve emek vermişim.  Bana bu süreçte yol arkadaşlığı yapan herkese SONS

GERÇEK SEN'İ ÇAĞIRMAK Bu bölümde çok heyecan verici idi.İMGELEME konusu hep bana sıcak gelmiştir.Bu konuda da bir hayli kitap okumuşumdur.Özellikle TEK ŞİŞMAN BEYNİNİZ kitabının yazarı Yasemin SOYSAL ın eğitimlerinde imgelemenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamıştım. Ben çocukken ve hatta genç kızken yatağıma yattığımda hayal kurmayı o kadar çok severdim ki , hep kendimi biryerlerde bir şekilde tüm detayları ile hayal eder o süre içinde sanki gerçekmiş gibi duygularım oluşurdu.Ne zamanki büyüdüm lise sona yaklaşırken bu keyifle kurduğum masalsı hayaller yerini korkulardan oluşan drama gerilim esaslı kabuslara dönüştü.Uzun yıllar ve hatta zaman zaman şimdi bile bunu yapıyorum.Ama artık kendimi farkettiğim an kesiyorum. Uzun yıllar farketmeden bunu yaptım durdum ve hep babamın öldüğünü acının evimize girdiğini , evin içinin çook kalabalık olduğunu imgeleyip durdum ve GERÇEKLEŞTİ.Bunu yaşadığım süreçte bunu benim yarattığımı anlamadım.İster zihin sesi diyin , ister kor

SUNAĞINIZI YARATIN Bu bölümüde pek çok sevdim.Hani hep peşinde koştuğum TESLİMİYET kavramının bir türünü anlatıyor bu bölüm.Hep bir dört elle sarıldığım cümlem var " yaşam bu kadar zor olmaz , bu kadar mükemmeliyeti yaratan büyük güç yaşamı bana bu kadar zor yapmaz ana senaryoya aykırı , düzene çubuk sokan ben olmalayım ki böyle zorlanıyorum halbuki genel düzene teslim olmayı becerebildiğim konularda hiç zorlanmıyorum" ama benim bu tezim bazı arkadaşlarım tarafından KADERCİLİK diye adlandırılıp hatta yaftalanıp bu bakış açımı aşağılar şekilde kınanıyorum.Adının ister KADERCİLİK ister TESLİMİYET olması değil sadece zorlukları ve engelleri kendimin yaratıyor olma ihtimalidir benim direndiğim nokta. Şimdi kitabımda bir anlamda beni destekleyen bölümlerinden alıntılar ; -Özgürlüğünüz sizi en korkutan şeyi kabullenmekte yatar; şimdi mücadeleyi bırakmanın zamanı geldi. - Kurtuluşunuz yiyecek karşısında güçsüz olduğunuz hakikatine direnmekte değil , onun yerine bunu kabullenm

Kitabımı okumaya devam ediyorum.Akşam eve dönerken otobüste okuyorum :) İlk dersteki tuğla hikayesi çok hoşuma gidiyor , göbeğimi bazen " sen az dur bakalım , seni ben yaptım ben yıkabilirim , bu tuğlalar tek tek sökülecek" diyerek seviyorum.Kitaptada bahsedildiği gibi KORKULARIN TEK İLACI SEVGİ.Buna yürekten inanıyorum , ama nasıl oluyorda insan bu kadar çok korkuyu yaratıp bu kadar sımsıkı onlara sarılıyor sonrada ÖZGÜR olmak istiyorum diye çırpınıyor. 2.derste " zayıf sen , zayıf olmayan sen'le karşılaşır " başlığı işleniyor.Buda zevkli bir oyun bence .Altını çizdiğim satırlar şöyle ; Kusurlu olduğunuz yerler ,kötü olduğunuz yerler değildir;sadece yaralı olduğunuz yerlerdir. 2.ders zayıf olmayan sen'i sevmeyi içeriyor. Zayıf olmayan sen , biri onu dinleyinceye kadar gitmeyecektir.  Ne kadar doğru aslında , zayıf olmayan beni aynada görmeye bile tahammülüm yok , yokmuş gibi hep inkar edip ondan kaçmaya çabalarken bulurum kendimi bazen.Ama o ben

Yine bir pazartesi ve yine bir sendrom :( Nedense artık işe gidip gelmek beni çok zorluyor , YAŞAM AMACIM ÇALIŞMAK olmamalı diye derin bir isyan içindeyim.Çalışmak zorunda olduğumu söyleyen iç sesimle müthiş kavgalar ediyorum ve yine korkular ağır basıp kenara çekiliyorum.Ne k adar çok korku ve geleceğe güven ile bakamama esiri olmuşuz.Kredi borcum var çalışmak zorundayım , yaşlılığım için daha fazla para biriktirmeliyim ki kendime baktırabileyim en hakim iki konu.Yazık ki ne yazık bugüne kadar daha iyi bir gelecek için ne yaşadığımı anlamadan hep koşturdum şimdide yaşlılık ve borç için.Bir yerde bir hata var farkındayım o hatanında benim düşünce sistemim ya da bana şimdiye kadar dikte edilmiş KORKULARIM olduğundan eminim.Bunun farkındayım onun için daha zor geliyor CESARETSİZ oluşum.Bir gün büyük bir cesaret bulup bunu başaracağım, ve sadece huzur ve haz dolu TAM bir yaşam yaşayacağım, kendim için bunu başar malıyım!!!! Neyse ben bu git geller içinde uzun zamandır yaşıyorum belli k