Temmuz 2012 SAROS Tatili

13 temmuz 2012 cuma
Öğlen saat 14:00 gibi sayın kocam ve yeğenim Saros a tavsiye üzerine Güneyli Köyünde Villa Aile Pansiyonuna gitmek  üzere yola çıktık.Tekirdağ girişinde yine işyerinden bir arkadaşımın önerisi ile ÖZCANLAR KÖFTE de köfte yedik.Peynir tatlısı , köfte , piyaz salata ve çaylar için üç kişi 45 tl ödedik.Hem çok lezizdi hemde çok ucuzdu.Akşam üzeri gün batmadan pansiyonumuza vardık.Değişik bir kişilik Mehmet Bey bizi karşıladı ve odalarımıza yerleştik.Oda 2,5m X 2.5 m gibi küçücük bir oda idi , sayın kocam ile sırayla odaya girebiliyorduk, oda da kişi başı sadece yatak 30 TL idi.Bende yanıma tost makinamı felan aldım , kahvaltımızı odada yaparız diye ama ne mümkün bavulu bile açacak yer yoktu.Birde klima kullanımı için extradan 10 tl istenince bayağı moralim bozuldu.Deniz güzelse herşeye değer diye düşündüm çünkü sayın kocam pazartesi sabah dönecek idi yeğenim ile biz idare edebiliriz diye avundum , deniz kenarına indiğimizde deniz bulanıktı ama hava kararmak üzere idi aldanıyoruz sandım , çünkü 2 sene önce sarosa gittiğimde deniz mükemmeldi.Akşam yemeği yemedik , pansiyonun önündeki çay bahçesinde oturduk , abur cubur ile geçti vakit.Çok kalabalıktı ve herşey oldukça ucuzdu.
14 Temmuz 2012 Cumartesi
Görümcem ve eşide günü birlik bize katıldı sabah 9 gibi geldiler , onlarda odayı görünce pek şaşırdılar ,akşamdan oturduğumuz çay bahçesindeki adam ile anlaşmıştık bize ağaçların altında 5 adet şezlong ayarlayacaktı.Sabah önce onu teyid edip kahvaltı edecek bir yer bulduk, çok güzel keyifli ve ucuz bir kahvaltıu ettik.Fiyatlar istanbuldan sonra çok şaşırtıcı geldi bize.Sonra şezlonglarımıza gittil , yerimiz hakikaten çok güzeldi herdaim gçlge oldu gün içinde ama plaj inanılmaz kalabalıktı , iğne atsan düşmeyecek denir ya aynen öyle tabiki o kalabalıkta denizinde pek tadı yoktu hatta hiç tadı yoktu.Tüm gün 5 kişi yedik içtik ve toplam 38 tl gibi bir para ödedik ne şaırtıcı değilmi istanbulta olsa minimum 120-130 tel ödememiz gerekirdi.Akşam görümcemler döndü ve yeğenimin doğumgünü idi , ilk geldiğimiz gece bir otelin lokantasını gözümüze kestirmiştik hem güneş batışını seyrederiz hemde özel yemek olur diye , akşam gün batmadan gittik , gerçekten mükemmel bir gün batımı izledik , keyifli bir yemek yedik .Ama öğleden sonra karar vermiştik bu pansiyondan ayrılmaya , iki sene önce gittiğimiz SAROS RESORT OTEL den yer ayırttım.Neyse pansiyoncu beyde sorun çıkarmadı bize.
15 Temmuz Pazar
Sabah 8:30 gibi yola çıktık saat 10 gibi ENEZ yakınlarındaki , Abdurrahim KÖyünden Vakıf köyüne ulaşıp tesise geldik.Burasıda yarım pansiyon kişi başı 70 tl idi.Tesiste gerçekten hiçbirşey yok , ama diğer taraf gibi kalabalık değil ve deniz daha güzel.Ama yine bir hayal kırıklığı 2 sene de deniz bı kadarda kirlenmiş olamaz herhalde :(
16 Temmuz -19 Temmuz 2012 perşembe
Sayın kocam pazartesi sabah 8 de yola çıkıp istanbula döndü , tabikii epey burulduım , nedense ayrı kalmak çok koyuyor bana :( perşembe öğleden sonraya kadar yeğenim ile deniz + kum + kitap üçgeninde sakince bir tatil yaptık.
Perşembe öğlen 14:30 gibi yeğenim istanbula döndü ve ben tek başıma kaldım.Karar vermek benim için çok mu çok zor oldu , kendimle yalnız kalmanın tadını biliyorum çok keyifli onun için kalmak istiyorum ama bir yandan içimdeki ses hiç susmuyordu , kormayacakmısın ? sıkılmayacak mısın ? eşin orda sen burda haksızlık değil mi ? git istanbulda evinde yapman gereken işleri yap ? gibi gibi aralıksız bu iç ses konuştu yine sayın kocam imdadıma yetişti ve kalmam için beni yüreklendirdi.İyi Ki var benim bu kocam hakkı ödenmez :)
20 temmuz – 21 temmuz 2012
Perşembe öğleden sonra tüm gün deniz kenarında idim , akşam üzeri kafeteryada karnımı doyurdum , epey bira içtim keyfime diyecek yoktu sadece sayın kocamı çok özledim …..Gecede iki film izledim bilgisayarımdan aşağıya hiç inmedim uyudum.Cuma sabahı kahvaltımı yaptım yine deniz kenarı keyifli bir yalnız günden sonra akşam yemeğimi yiyip bu sefer kafeteryada oturdum gece 11 e kadar , face te oyalandım ve uyudum.Ve sabah olsun ve sayın kocam gelsin diye heyecanlı ve sabırsızca yarı uyur yarı uyanık sabahı ettim.Ve sabah tamda söz verdiği gibi saat 9 da geldi.Kokusunu özlemişim aşkımın:)Sabah hemen kahvaltı ettik , hiç durmadan 3 saatte gelmiş yorgundu ve uykusuzdu öğlene kadar odamızda uyuduk malum bende bir önceki geceki huzursuz uykumdan dolayı banada iyi geldi.Öğleden sonra deniz , akşam çoook keyifli bir yemek , sohbet tadından yenmez :)
22 temmuz 2012 Pazar
Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra denize girdik , kahvelerimizi içtik , duşumuzu alıp çantaları toplayıp yola koyulduk.Akşam 17 gibi evimize vardık.

Bu tatilde ne anladım ;
İnsanların hiç acelesi yok , daha doğrusu şehir hayatı bizi full otomatik robot yapmış.İlk günler insanlara alışamadım , büfede iki kişi birşey istedimi düğüm oluyorlar ama panik yok sonsuz yavaşılta bana göre yavaşılkta hizmet veriyorlar.Önce aptalmı bunlar diye bir burnu büyüklük yaptım sonra düşündükçe ve izledikçe aptal olanın ben olduğumu anladım.Aceleye ne gerek var ki neyi yakalıyoruz ki tatilde bile neye yetişecem ki iki dakika beklemek bana APTAL deme cesareti veriyor.Nedir bu yaşam şekli ????????
Benim zamanım gelmiş , zaman ile hep bir problemim vardı ben anladım ki şehir zaman çizelgesine ben senkronize değilim onun için acı çekiyorummmm…….

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikiş Makinamın Çözülmüş Sırları :)

Çaydanlık Örtüsü

KISIR ve MERCİMEK KÖFTESİ