Temmuz 2010 KAŞ GEZİM

4 Temmuz 2010
Sabah 06:00 da yola çıktık.İstikamet KAŞ , 12 saatlik bir yolculuk yaptık.KORKUTELİ üzerinden geldik.ELMALI dan geçtik.Yol çok virajlı idi.Ben bir hayli korktum doğal olarak sayın kocam da gerildi.KAŞ a indiğimizde marina inşaatı ile karşılaştık,tepelere kadar çok katlı konutlar yapılmış, kısacası KAŞ pek bozulmuş.İkimizinde hatırladıklarından eser yok.ÇUKURBAĞ YARIMADAsında SULTANPARK otele yerleştik.Oteli butik oteller kitabından bulmuştuk.İLKE hanım yani sahibi telefondaki gibi canlı , güleryüzlü bir hanım.Odamız pırıl pırıl , karşımızda MEİS adası.İlk akşam otelimizde kayseri mantısı yedik.gerçekten çok lezizdi.Pek yorgunduk , bira içip oturduk ve yattık.Sabah sayın kocam erkenden kalkıp denize gitti ben uyudum .Sonra birlikte kahvaltıya indik.İlke hanımın yaptığı kiraz reçeli mükemmeldi.Öğlen gözleme yedik.Teras teras dik yamaçta güneşlenme alanları var.Deniz pırıl pırıl ama çok derin.Gün boyu sohbet ettik , güldük , denize girdik , sayın kocam balık avladı ben goblenimi işledim çok keyifli birgün yaşadık.Akşam KAŞ a indik.Tavsiye üzerine TURKUAZ Balıka gittik.Şahane kalamar yedik , içtik güzel bir akşam yemeği idi.Sonra taksiyi aradık bizi otelimize geri getirdi.Kaş kalabalık ve çok gürültülü.Bana biraz fazla geldi bu yoğunluk.Uyuduk sabah yine güzel bir kahvaltı yaptık, sayın kocam neredeyse tam gün denizdeydi , bende goblenime devam ettim.Öğlen soğuk çorba içtik.Kesin yaz için güzel bir yiyecek.İstanbul dada deneyeceğim.Şimdi de akşam yemeğimizi bekliyoruz.Yarın için tekne ile KEKOVA ya gitme planımız var.
9 Temmuz 2010
Sabah 10:30 da bizi otelden aldılar.KEKOVA ya kadar minibüs ile gittik ,orada tekneye bindik.Birçok koyda durdu .İlk iki koyda denize girdik.Deniz şahane idi ama bazı koylarda o kadar çok tekne vardı ki yüzmek stresli oldu.En çok üzüldüğümüz ise BATIK ŞEHİR ilerisindeki koydu.Hani kartpostallarda su içindeki mezar veya benim en son gördüğüm zamanki yerden eser kalmamış.Heryer restaurant ve pansiyon olmuş.Şaşkınlık ve hayranlıkla hafızamıza yazılmış görüntüden eser yok.Para insanlığı ne kadar saygısız ve acımasız yapıyor.Bir kere daha anladık.Akşam otelimizde karnımızı doyurduk.Dün sabah uzun uzun kahvaltı yaptık.Sayın kocamın güneş alerjisi azmış durumda idi.Neredeyse öğleden sonraya kadar odadaydık.Sonra sayın kocam balık tutmak istedi. ve ancak sendeyelerek düşümüş, bacağını sıyırtmış ve ayak iki parmağını patlaşmış.Bende befes nefese otele oksijenli su istemeye çıkınca İlke hanım panik oldu.Kaştan doktor çağırdı.Allahtan birşey olmamış , doktor yaraları temizledi gitti.Akşam KAŞ a indikMeydana yakın bir yerde balık yedik , olta falan aldık, ve otele döndük.Bugünde son günümüzdü.Kahvaltıdan sonra Sayın kocam uyudu çünkü sabaha karşı balık avlamaya gitmişti.Bende havuz kenarında goblenimi işledim.Akşam üsütü sayın kocam kalkınca sahile indik.o balık tuttu, ben goblen işledim.Yemeğimizi yedik , çayımızı içtik.Şimdi odamızdayız.Benim açımdan keyifli ve dinlenceli bir tatildi .En kısa zamanda tekrarlamak isterim.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikiş Makinamın Çözülmüş Sırları :)

Resim
Makinamı satın alalı yıllar oldu.Aldığım bayii bana hiçbirşey öğretmediği gibi kılavuz bile vermedi.Sadece içinden çıkan standart kurulum kılavuzu ve makina ile başbaşa kaldım.Kime ne sorayım bilemez durumda :( Singer uluslararası sitesine girdim bir iki bişi öğrendim , deneye yanıla yol almaya çabalarken , birgün bu SİNGER sitesinde gördüğüm değişik iğne ve ayakları almaya karar verdim , kendime bir liste yaptım ( sanki bu arada makinayı tam kullanabiliyormuş gibi , ama önüne geçilmez merak ve alma arzusu işte ).Beşiktaşta işyerime yakın olduğu için balık pazarı içinde küçük bir singer satış ve servisi buldum.Listemdeki birçok ayak ve iğneyi aldım ve kadıncağıza musallat oldum.Derdimi anlattım , makinam var herşeyim var ama bu makina hep bildiğini yapıyor beni dinlemiyor , ayarlayamıyorum , hızlı hareket ediyor , kumaşların altına ip topluyor , ip kesiyor falan falan , kadıncağız makinayı benden alsaydın sana özel ders yapabilirdim gibi saçma birşey söyledi sonrada makin
Devamı

Çaydanlık Örtüsü

Resim
Ebru sık sık çaydanlık örtüsü dikiyor ve öyle de güzel süslüyordu ki .Çok sevimli buluyordum ama hiç kullanmayacağımı düşündüğüm için dikmek aklıma gelmiyordu.Malum insan alışkanlıklarından zor vazgeçtiği gibi yeniliğede kapalı veya kör oluyor. ... Halbuki biz hep çayımızı bardağımızda soğutup içiyoruz , kaynar çay içmeyi sevmiyoruz.Çayı demledikten sonra altını kapatıyordum , çok soğuduğu zaman özellikle kışın tekrar altını açıp ısıtıyordum.Halbu ki bizim için ne büyük bir lüksmüş yahuuu... Şimdi siyah veya bitkisel çay demlediğim zaman , altını kapatınca demliğimin elbisesini giydirip yanımıza getiriyorum , ne çayımız soğuyor ne de sıkça kalkıp oturuyorum , seyretmesi de keyifli çünkü masa da bile tencere demlik gibi şeylere tahammül edemiyorum , böyle olunca üstüne bir de keyif alıyorum.
Devamı

KISIR ve MERCİMEK KÖFTESİ

Benim için önemli 3 tane yemek kitabım var , BEREKETLİ OLSUN Gönül CANDAŞ ,BÜYÜK YEMEK KİTABI Emine BEDER ve RAMAZAN YEMEKLERİ Ümit USTA , aslında PORTAKAL AĞACIndaki tarifler genelde kusursuz oluyor . Kısır yapmak istedim , geçmişte bir kaç kez yapmıştım ama tarifi hatırlamadığım için bu üç kitabımı karıştırdım , Ümit Ustada buna ilişkin tarif bulamadım :( Kısır a niyetlenince neden mercimek köfteside yapmayayım dedim. Her iki kitaptaki tarifleri birleştirmeye ve aklıma yatan biçimde ikisinide yaptım , kısır da yeşillik az olmuştu ve rengi daha kırmızı olabilirdi , mercimek köftesine de maydanoz koymak iyi fikir değilmiş.Ama bence lezzetleri yerinde idi .Bu arada her iki tariftede kısır için kuru soğan önerilmişti birince çiğden ince doğranmış birinde ise yağda pembeleştirilen soğan deniyordu ama ben hiç kuru soğan kullanmadım ..... KISIR : 2 su bardağı ince bulgur 7-8 dal taze soğan ( artırmakta fayda var bize göre ) 2 domates ( kabukları soyulmuş küçük küçük doğranmış ) 1/
Devamı